Gözlem

Gözlem (müşahede); sınav, epröv veya deneyimlerin sonuçlarından çıkarılan derslerdir ki, buna görgü de denir. (125) ‘Varlık’ların ‘sınavlar’ı , eprövleri, deneyimleri gibi gözlemleri de, meydana getirildikleri ve ilk tâli tesirlere maruz kalmaya başladıkları andan itibaren başlar. (53)

Gözlem yoluyla dal bilgilerin edinilmesi

İnsan, etrafındaki ‘olaylar’dan bazı larının içinde bizzat yaşar, o olayların kahramanı olur; bazılarında da bizzat yaşamaz, onların içinde yaşayan diğer insan ve varlıkların (buradaki “varlıklar” ifadesiyle kastedilen, ruhun vasıtası olan varlık değildir; canlı denilen bedenli varlıklar kastedilmektedir) durumlarını yakın bir ilgiyle izler ve gözlemler. (120)

Dünyadaki olaylardan endirekt yolla elde edilen, yani olayların direkt olarak yaşanmasıyla değil, başkalarının deneyimlerinin (Görgü ve tecrübe) gözlemlenmesiyle elde edilen bilgilere ‘dal bilgiler’ denir. (121) Örneğin kendi elini ateşe sokmuş bir çocuğun yanık ıstırabını bizzat duymasıyla edinmiş bulunduğu bilgi, kendisi için bir gövde bilgi (Gövde bilgiler) olurken, bir arkadaşının elinin yanmasından doğan ıstırap ve reaksiyonlarını gözlemlemesiyle elde ettiği bilgi ise dal bilgi olur. (121)

Kâinat ahenginin dünyaya ait tezahürünü gözlemleyebilme

Görünüşte, kötü, bozucu, düzensiz görünen, ama ahenksizliğin değil, aksine ahengin ve tertibin en mükemmel mekanizmasının gözlemlenebileceği hâller de dahil olmak üzere, dünyadaki olayların kıl kadar şaşmadan birbirine bağlı olması, birbirini desteklemesi büyük ‘kâinat ahengi’nin nizamlı tertiplerinin en canlı gözlemini oluşturur. (268, 266) O hâlde bu ahengi gözlemleyebilmek için, her hareketin ve olayın direkt ve endirekt olarak, sonsuz bağlarla birbirine bağlı bulunduğu sezgisini insana veren, bütün olaylar arasındaki nedensellik ve neden ilişkilerini düşünmek ve bu sahada bir şeyler görmeye, duymaya çalışmak lazımdır. (264) Tekâmül nizamında ve kâinatın genel ahengi içinde lüzumsuz, boş, çirkin ve abes hiçbir şey yoktur. (274) Bütün çirkinlik ve abeslik kavramları, aslında, yine tekâmül ahengi içinde tecelli eden dünya hayatı zaruretiyle, insanların tek taraflı görüşlerine dayalı, saymaca izafîliklerdir (göreceliklerdir). (274) Esasen, hislerinden bir an ayrılıp dünyayı objektif bir görüşle gözlemleyenler, o anda bu hakikati bütün açıklığıyla görebilirler. (274)

Görgü ve tecrübe

Dal bilgi