Galaksiler

Galaksiler; ‘âlemler’i de vücuda getiren esasî tesirlerce (Aslî tesirler) vücuda getirilen; ilk ve ana maddesi hidrojen atomunun (İlk hidrojen atomu) ilk çekirdek, nüve hâlinden oluşan; insanların teleskop gibi aygıtlarla gözlemledikleri ‘güneş sistemleri’ gibi çeşitli kozmik cisimleri içeren; çok yüksek vazifeli varlıklar tarafından idare edilen, kompleks manyetik alan sentezlerine sahip, ‘hidrojen âlemi’ni dolduran sayısız madde oluşumlarıdır. (54, 42, 59, 10, 54, 64, 91, 44, 260, 49, 263, 296, 48)

(Not: ‘İlâhî Nizam ve Kâinat kitabı’nda galaksi yerine nebülöz sözcüğünün kullanılmasının nedeni şudur: Nebülöz ya da bulutsu; günümüzde, uzayda bulunan ve geniş alanlara yayılmış olan gaz, toz, hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlardan oluşan bulutsu yapılara verilen addır. Fakat “nebülöz” terimi, gözlem araçlarının bugünkü gibi gelişmiş olmadığı önceki dönemlerde, galaksileri de kapsayacak şekilde, yayılmış görünen her türlü gök cismi için kullanılmaktaydı. Zamanla, gözlem araçlarının geliştirilmesi ve teknolojinin ilerlemesi, bu yayılmış gibi görünen gökcisimlerinden bazılarının (galaksilerin) aslında yayılmış olmadıklarını, böyle görünmelerinin gözlemlemede kullanılan gözlem araçlarının yetersizliğinden kaynaklandığını ortaya koymuştur. Böylece, zaman ilerledikçe, yavaş yavaş, “galaksi” ve “nebülöz” terimleri birbirlerinden farklı anlamlarda kullanılmaya başlamışlardır. Kısaca, İlâhî Nizam ve Kâinat kitabının kaleme alındığı dönemde geçerli ve yaygın olan sözcük, “galaksi” sözcüğü değil, galaksileri kapsayacak şekilde kullanılan “nebülöz” sözcüğüydü.)

Kâinatın cüzleri

Kâinat, yani ‘madde kâinatı’mız bir bütündür. (11) Bu bütün; dünyalar, sistemler, ‘âlemler’ denilen, birbirlerinden farklı, birtakım cüzlerden oluşmaktadır ki, bu âlemlerden biri de, tüm küreleri, güneş sistemleri ve galaksileriyle, insanlar tarafından görülen, makrometrik olduğu kadar mikrometrik olarak da muazzam bir âlem olan hidrojen âlemimizdir. (11, 260) İnsanlar madde kâinatı denilince yalnızca gördükleri, mensup bulundukları, içinde yaşadıkları bu âlemi anlar, onu kâinat olarak kabul ederler. (260) Oysa bu âlem, onlar için ne kadar sonsuz görünürse de, madde cevherinin sonsuz inkişaf safhalarını içeren kâinatın (madde kâinatının), sadece hidrojen atomu (ilk hidrojen atomu) imkânlarıyla sınırlı, belirli ve küçük bir kısmından ibarettir. (260)

Hidrojen âlemi içinde, insanlar tarafından ‘madde’ diye nitelendirilen ve kendilerine mahsus zaman ve mekân mekanizmalarına tâbi olan bütün cisimler, oluşlar ve realiteler bir araya gelerek birtakım topluluklar meydana getirirler ki, bu topluluklar arası nda sayısız miktarda galaksiler vardır. (260) Hidrojen âleminin inkişaf ortamlarını oluşturan bu sayısız galaksinin içinde de milyarlar ve milyarlarca güneş sistemi bulunur. (261, 260)

Kozmozdaki ilk maddeler ve galaksilerin oluşmaları

Kaba maddede meydana gelmesi gereken formasyon, deformasyon ve transformasyonlar esasî tesirlerce (aslî tesirlerin ikinci grubu) sağlanır. (64) ‘Aslî Prensip’ten kaba maddeleri, madde oluşumlarını lüzumlu formlara sokmak için çıkan bu kudretler, kâinat dışından önce ‘Ünite’ye iner ve oradan da ‘âlemler’i, küreleri, varlıkları ve maddeleri tekâmül icaplarına göre hazırlamak ve yürütmek üzere, ‘tesirler’ hâlinde kâinatın bütün cüzlerine ve bütününe dağıtılır ve pay edilirler. (64) Esasî tesirler, herhangi bir madde ortamında, o ortamın cüzlerini bir nokta etrafında toplayarak bir çekirdek kurmak ve onun etrafına diğer cüzleri çekip madde teşekküllerini meydana getirmek suretiyle, maddelerin, cisimlerin, kürelerin, sistemlerin, galaksilerin ve âlemlerin vücuda gelmesini sağlarlar. (64)

Aslî tesirler’ce karanlık ortamda (amorf ortamda) meydana getirilen çekirdek (ilk hidrojen atomu), en basit haldeki ilkel hidrojen atomudur. (12, 44, 45) Bu ilk hidrojen atomları birbirine zıt, fakat denge hâlinde bulunan ikişer unsurdan ibaret olup, âlemimizin en basit hâllerdeki aslî maddelerini teşkil etmektedirler. (42) İlk hidrojen atomlarından oluşan bu sahalar, astronomik âlemin bütün cisimlerini, kürelerini ve güneş sistemlerini teşkil eden sayısız galaksi sahalarının ilk durumlarını meydana getirirler. (42) Hidrojen âlemimizi, yani astronomik vasıtalarımızla gözlemleyebildiğimiz güneş sistemlerinin, galaksilerin ve bütün astronomik cisimlerin ana maddesini, işte insanların henüz tanımadıkları hidrojen atomunun bu ilk çekirdek, nüve hâli teşkil eder. (54) Dünyamızın ve küreleriyle, sistemleriyle, galaksileriyle tüm astronomik âlemimizin madde hâl ve şekilleri, bu hidrojen atomunun inkişaf etmiş durumları nın çeşitli kombinezonlarından meydana gelmiştir. (10)

Aslî tesirler o karanlık ortamda ilk çekirdeği ya da ilkel hidrojen atomunu teşkil ettikten (şekillendirdikten, oluşturduktan) sonra, zamanla, onun etrafına diğer cüzleri de toplayarak gittikçe daha kompleks ve daha inkişaf etmiş durumları meydana getirirler. (44, 12) Hidrojen âleminin en küçük cüzlerinden en büyük sistemlerine kadar bütün küre ve oluşumları (yani “kozmik cisimler” dediklerimiz) bu şekilde meydana gelir. (44)

Hidrojen âleminde vazifelilerce ya da tâli tesirlerce cisimlerin kurulması ve dağıtılması

Aslî tesirler’in hâkimiyeti altında kurulan ilk hidrojen atomuna, en son inkişaf kademelerine kadar (varlık hâline gelinceye kadar) yalnızca aslî tesirler gelir, ‘tâli tesirler’ gelmez. (45) Atomun bünyesine tâli tesirler müdahale edemez; o tümüyle esasî tesirlerin (aslî tesirlerin maddelere ait olanının) hâkimiyeti altındadır. (46)

Ancak, hidrojen atomunun türlü çeşitlerinin bir araya gelerek türlü cisimleri meydana getirmesi, varlıkların inkişafları için lüzumludur: (45)

İşte insanlarca “cisimler” diye tanınmış olan, atomun bu kompozisyon ve kombinezonlarına ise –yine ‘Ünite’nin yüksek kontrolü altında– vazifeli varlıklardan tâli tesirler gelir; bu tesirler bu cisimlerde çeşitli formasyon, deformasyon ve transformasyonlar yaparlar. (45) Dolayısıyla bu kompozisyonlara artık atomlara olduğu gibi doğrudan doğruya esasî tesirler inmezler; onların yerine tâli tesirler kaim (geçerli, var) olur, kuşkusuz bunlar da daima aslî tesirlerin kontrolü altındadır. (45) Yani atom elementlerinin her türlü kompozisyonları vazifelilerden gelen tâli tesirler ile –bulundukları tekâmül derecelerine göre büyük veya küçük çapta– kurulup dağıtılır. (46)

Böylece hidrojen âleminde tatbikatta bulunan ruhlara tekâmül imkânları hazırlamak için, vazifeli varlıklardan gelen tâli tesirlerle, hidrojen atomunun çeşitli ‘elementler’inden sonsuz kombinezonlar kurulur, sayısız cisimler meydana getirilir. (46) Bu cisimlerin sonsuz varyeteler içinde bir araya getirilmesi ve dağıtılması suretiyle, çeşitli formasyonlar meydana getirilerek, büyük ve küçük cisimler, madde kompozisyonları, bedenler, dünyaları dolduran türlü maddeler, nihayet dünyalar ve sistemler kurulur. (46) Bütün bunlar Ünite’den süzülen aslî tesirlerin ışığı altında, her kademede bulunan vazifeli varlıkların gönderdikleri sayısız tâli tesirlerle yapılır. (46)

Galaksi içi manyetik alan sentezleri

Nerede madde varsa orada bir manyetik alan vardır. (48) Böylece bir atomun manyetik alanı olduğu gibi, atomun bütün inkişaf safhalarının da, yani ‘elementler’in de ve bu elementlerden yapılmış cisimlerin, dünyaların, ‘güneş sistemleri’nin de ve ayrıca, galaksilerin, ‘âlemler’in ve varlıkların da birbirlerine nazaran daha kapsamlı, daha kompleks manyetik alan sentezleri vardır. (48) Güneş sistemlerinin ve galaksilerin manyetik alan sentezleri doğal olarak bir dünyanın manyetik alan sentezinden daha komplekstir. (49)

Her güneş sisteminin, kompleks bir manyetik alan sentezinden oluşan, kendine mahsus bir durumu vardır ve bu durum, sadece o sisteme aittir. (296) Onun da galaksideki diğer sistemlerin manyetik alan sentezleri ile denge hâlinde bulunması icap eder ve bu ‘manyetik alan’ dengeleri gittikçe genişleyerek ve kompleksleşerek galaksiler arasına kadar uzanır. (296) Şu halde bir galaksideki güneş sistemleri birbirleriyle direkt ve endirekt olarak ilişki ve denge içinde bulunurlar ve galaksinin “manyetik alan kompleksleri” arasında –komplekslikleri oranında kapsamlı– denge hâlleri vardır. (261, 299, 296)

Galaksilerin ve güneş sistemlerinin idaresi ve tesirler

Dünyaların, güneş sistemlerinin ve galaksilerin idaresiyle vazifeli varlıklar, vazifelerini üstte açıklanan bu manyetik alanlar kanalıyla onlara tesir ederek yaparlar, yani onları manyetik alanlarına tesir etmek yoluyla idare ederler. (49) Mesela birkaç güneş sistemini, hatta birkaç galaksiyi içine alan ve manyetik alanlarına tesir etmek suretiyle onları idare eden çok yüksek vazifeli varlıklar mevcuttur. (49)

Bütün varlıklarıyla birlikte kâinatın her zerresine bir sürü tesir gelir. (91) Milyarlarca zerrenin oluşturduğu bir cisme, milyarlarca cismin oluşturduğu bir güneş sistemine, milyarlarca güneş sisteminin bulunduğu bir galaksiye, sayısız galaksinin bulunduğu bir âleme (hidrojen âlemine), nihayet hidrojen realitesi dışındaki daha nice sayısız âlemden oluşan kâinat bütününe gelen tesirler kompleksinin bir zerresini dahi insan idraki lâyıkıyla kavramaktan âcizdir. (91)

Güneş sistemleri

Dünya gezegeni

Âlemler

İlk hidrojen atomu

Manyetik alan

Misafir gezegen