Irklar

Irklar; tekâmül hedefi “vazife plânına hazırlanmak” olan insanlığın, bu yoldaki “toplu yürüyüş zarureti”nin bir icabı olarak ortaya çıkmış; özellikleri, geçici inkişaf vasıtalarının birer basit malzemesinden ibaret olan; belirli renklere, belirli bedensel ve psişik özelliklere sahip gruplardır. (166, 167, 168)

Dünyadaki küçük büyük toplulukların her biri, büyük ‘vazife plânı’na hazırlanma zaruretlerinden dolayı ortaya çıkmıştır. (166) Dünyada mevcut olan ırklar, ‘uluslar’, cemaatler, cemiyetler, ‘aile’ler hep bu zaruret ve ihtiyaçların sonuçlarıdır. (167)

Tarihsel süreçte “içgüdüler devri”nden “sezgi devri”ne geçilirken bedensel farklılıkların büyümesi

‘Son (şimdiki) Dünya devresi’nin ilk devirlerinde bedenler arasında büyük farklılıklar bulunmuyordu ve insanlardaki ‘içgüdüler’de de idraklerdeki içerik (muhteva) yetersizliğinden kaynaklanan bir benzerlik (açlık, korku, cinsellik) hâkimdi. (166, 164)

İdrakler inceldikçe, içgüdüler yavaş yavaş daha zengin karakterler almaya başlar ve insanların “sezgi” dedikleri şekil ve hâllere girerler. (165) Dünyada “sezgi devri”nin başlamasıyla, yani içgüdülerin yerini yavaş yavaş sezgilerin almaya başlamasıyla, içgüdülerin artık yetersiz kaldıkları, dolduramadıkları boşluklar, yavaş yavaş sezgilerle dolmaya başlamış ve aynı zamanda, yüksek âlemlerdeki ‘mâşerî plân’ların dünyadaki simetriği olan ve insanları bu mâşerî plânlara hazırlayıcı bir işlevi olan sosyal hayat kurulmuştur. (165-166) Bu kuruluş sırasında idraklerin inkişafları na paralel olarak ve aynı zamanda bu inkişafların sonuçlarına bağlı olarak, bütünün cüzlere ayrılması, parçalanmalar, organlaşmalar ve organizatör ihtiyacı başgöstermiştir. (166) Bu suretle, mahiyet, ihtiyaç ve zaruret zenginleştikçe de ilk devirlere mahsus, “bedenler arası benzerlikler” ve idraklerdeki içerik (muhteva) yetersizliğinden kaynaklanan “içgüdüler arası benzerlikler” ortadan kalkmıştır. (166) Böylece gelişim sonucunda ortaya çıkan farklı durumlar, bedenlerde, artık daha önce olduğu gibi, ufak nüanslarla değil, geniş değer farkları hâlinde kendini göstermiştir. (166)

Irk farklılıklarının oluşmasında çevre etkeni

Ünite’den süzülüp gelen icaplar gereğ ince yüksek vazifelilerin tensip etmesi (münasip görmesi) ve ‘tesirler’iyle dünyanın sosyal, tabiî (doğal) ve coğrafî şartlarına göre insan bünyelerinde ve idraklerinde birtakım farklaşma (farklılaşma) ve gruplaşmalar meydana gelmiştir. (167) İdraklerin, bedenleri üzerinde yapmış oldukları çeşitli formasyon, transformasyon ve deformasyonların ana hatlarında da belirli gruplara mahsus bazı ortak nitelik ve karakterler ayrılmıştır. (167) Böyle belirli gruplarda toplanmış olan idrakler, toplandıkları grubun somatik (bedensel) ve psişik (ki bunların ikisi de aynı şeydir ve bedenin çeşitli tezahürlerine ait kavramlardır) özelliklerini taşırlar ki, bunlar da ırkları meydana getirirler. (167)

Bu bilgiden anlaşılacağı gibi, insanların ırklara ayrılması, onların idraklerinin, bedenleri üzerine yapmış oldukları “endirekt tesirler”in sonucudur: (167) Yani ırk farkları; idrakin doğrudan doğruya (direkt) ‘varlık’tan aldığı tesirlerle beden üzerine etki etmesinden (müessir olmasından) ziyade, çevreden ve çevredeki olaylardan gelen etkilerle beden üzerinde değişimlerin meydana gelmesinden doğmuş hâllerdir. (167) Şu hâlde ırk ayrılıkları; insanların inkişaf ihtiyaçlarına göre şu veya bu şartlar içinde dünyaya inmiş ve o şartlardan şu veya bu şekilde faydalanmış olmalarının bir sonucudur. (167)

İdraklerin bedenin mensup bulunduğu ırkın özelliklerini taşıması

Herhangi bir grupta toplanmış idrakler, o grubun bedensel ve psişik özelliklerini taşırlar. (167) Belirli tekâmül ihtiyaçlarıyla dünyaya gelmiş beyaz ve siyah ırklardan iki insan, nasıl renkleriyle birbirinden farklı özellikler gösteriyorlarsa, aynı insanlar, yine aynı icaplara göre, bedenlerine bağlı olarak, birbirinden az çok farklı psişik aksiyon ve reaksiyonlar gösterirler. (167)

Irk ayrımcılığının gereksizliği ve ırkların geçici bir inkişaf malzemesi oluşu

Özetle, beyaz olsun, siyah olsun, sarı veya kırmızı olsun, bütün insanlar aynı yolda omuz omuza aynı yokuşları, aynı engelleri, aynı zorluklarla aşarak, aynı hedefe doğru tırmanmaktadırlar. (168) Bu yolculuk umumidir (herkes içindir, herkesi kapsar); kimsenin tekelinde değildir ve kimsenin ayrıcalığı sözkonusu değildir. (168) İnkişafı için nasıl bir yürüyüş gerekiyorsa, her varlığın o yürüyüşe uyması zaruridir. (168) Bugün yürünecek yollar beyaza boyanmıştır, icap ettiği zaman sarıya da boyanır, yine icap ederse siyah ve kırmızı da olabilir.(168) Dolayısıyla insanların ırk ayrımlarına neden olan beden renklerinin ve bu renklere refakat eden bazı özelliklerinin, hakiki ayrılığı ifade edebilecek hiçbir kıymeti yoktur. (168) Bunlar, yürünecek yollarda kullanılması lazım gelen, gelip geçici inkişaf vasıtalarının birer basit malzemesidir ve vazife hazırlığı yolundaki toplu yürüyüş zaruretinin icaplarıdır. (168)

Yeni Dünya devresi

Uluslar

Aile

Son Dünya devresi

Mu devresi